“Yeni bir Aşk doğar gökyüzünde,
her ölen Aşk’ın yerine... Ölüm ilk danstır ebedi... Daha fazla özgürlük yok...”
John PETRUCCI (Dream Theater)
21.Kasım.2014
Saat sabahın 3’ü, az önce ne
gördüğümü hatırlayamadığım bir kabusla uyandım. Uykum kaçtı ve bilgisayarımı
kurcalıyorum. Aylar önce beni hayatından çıkarmıştın. Artık seni hiç göremezken
az önce o hayran olduğum vampirimsi beyaz teninle birlikte bir facebook
gönderisinde gördüm şimdi. Gecenin ortası ve zen uykum bölündü. Yarın yoğun bir
gün olacak ve o günü yorgun geçirmemek için uykuya geri dönmeliyim.
Uyuyamıyorum. Az önce tesadüfen
bir başkasının gönderisinde karşıma çıktın ve şimdi aklımdan silinen kötü
rüyayı bile hatırlamaya çalışmaktan vazgeçip sadece seni düşünüyorum.
Kurtulmalıyım hemen senden. Ne güzel hiç aklıma getirmiyordum seni. Neden o
kabusu görüp uyandım ve kalkıp bilgisayarı açtım ki? Gerçi açmasam telefonumu
kurcalardım ve yine çıkardı o facebook gönderisi karşıma. Keşke hiç
uyanmasaydım. Yatağımın üstünde oturdum şu an ve nefes alıyorum. “Korkmuyorum”
dedim yüksek sesle. Evin kedisi de uykusundan zıplayıp yanıma geldi yüksek ses
tonumu duyunca. Bu benim dünyam ve senin onun içinde olmamana er ya da geç
alışacağım. Tekrar uzandım ve telefonumdan youtube’u açtım. Belki sen şu an
mışıl mışıl uyuyorsun. Bu şarkıyı sana gönderiyorum. Bullet For My Valentine’in
“Tears Don’t Fall” parçası. Adamlar ne güzel şarkı yazmışlar...
“Zihnimdeki görüntülerin yavaşça
yok oluyor... Dünyam bir kez daha bitti...”
Matthew LUCK (Bullet For My
Valentine)
“The Poison” albümü “Tears Don’t
Fall” şarkısının sözlerinden (2005)
Bu şarkıyı dinlerken aklımdan o
kadar çok şey geçiyor ki; o karmaşık düşünceleri toplayamıyorum ama özetle,
umarım düşlerim ölür ve onları bir daha görmem. Artık o düşlerin en küçük
kırıntısında bile olmana dayanamıyorum. Tanrı seni bir kez karşıma çıkardı.
Lütfen aklımdan da silsin.
16.Ocak.2015,
Kafa dağıtmak için İstanbuldaydım.
Avrupa basketboluınu çok seviyorum. Efes’in EuroLeague maçındaydım dün. CSKA
Moskova’ya yenildik. Maçı kaybettik ama ben güzel anılarla dönüyorum. Dağılmadan
önce ki Yugoslavya basketbolunun dünyaya hükmettiği yılların yaratıcısı baş
antrenörümüz Sırp koç Dusan Ivkoviç ile fotoğraf çektirip, kısa da olsa sohbet
etme şansı yakaladım. Bunların hepsi çok güzel ve anlamlı. Senin hayatımda
olmadığın 1 yılı aşkın süre boyunca bu kıymetli anları daha çok yaşama şansım
olsaydı sanırım bunca zaman beklemeden daha iyi hissedebilirdim. Birkaç günlük
eğlence ve Avrupa basketbolu heyecanı şu an bitti. Havaalanında dönüşü
bekliyorum. Aklımdan bir bir geçiyor eski zamanlar ve yaşadığım şehire
döndüğümde tüm o pandomimin beni bekliyor olması. Bu yolculukta biraz düşündüm.
Mantıklı düşünebiliyorum ama sadece kalbim bazen aklımı kurcalayabiliyor.
Sanırım seni artık düşüncelerimde yaşatmaktan vazgeçmeme çok az kaldı. Sadece
hep iyi günleri hatırlıyorum. Çünkü hepsi iyi günlerdi.
Bazen duygusuz ve düşüncesiz bir
insan olsaydım keşke diyorum. O zaman ne seni ne de günlük hayatta sorun olarak
görüğüm hiçbir şeyi kafama takmazdım. Aslında seni aklımdan çıkarmak için soğuk
ve karanlık bir kalbe sahip olmama gerek yok. Zaman zaman öyle biri olmuş
olmayı dilesem de artık düşüncesiz bir insan olmayı ummuyorum. Üstünden çok
zaman geçti ve artık yaşamıma girmiş sıradan insanlardan bir farkın kalmadı.
Soğuk ve karanlık biri olarak seni görmezden gelmektense, tamamen olduğum kişi
olarak bunu yapmak daha onurlu bir hareket olacak. Hayat benim için devam
edecek, yaşamım boyunca yapacağım her şey bundan sonra sen aklımı kurcalamadan
daha özgür bir şekilde ve olması gereken en mükemmel haliyle olacak. Niye bunları
düşünüyorum ki? Dün harika bir gün geçirdim. Avrupanın en iyi basketbol
oyuncularını izledim. Onlarla tanıştım ve şimdi eve dönüyorum. Mükemmel bir
hayatım var.
20.Şubat.2016
Dudaklarının tadını, dilinin
dokunuşunu ve teninin kokusunu özledim. Zihnimdeki bu düş tiyatrosu gecenin bu
saatinde şeytanları çağırdı ve aklımı oynatmak üzereyim. Tüm bu hazzı bir
kenara bırakırsak; seni tanımış olmak hiç iyi birşey değildi. Seni tanımak
ancak bu kadar evrensel bir zarar verebilirdi. Doğu Yücel “Hayalet Kitap” adlı
kitabının açılış cümlesinde “Bu kitap Platonik Aşıklar Krallığının asil
vatandaşlarına adanmıştır.” diye başlamıştı hikayesine. Platonik Aşıklar
Krallığı ya da Karanlıklar Ülkesi; şu an bulunduğum yer neresi ise artık oradan
göç etme vaktim çoktan geldi. Gitmeden önce son birşey; kötü bir adam olmama
gerek kalmadan sana olan bu kör tutkumu aşmayı başarabildim. İyi ya da kötü ne
şekilde bitmiş olursa olsun; sen olmasaydın bunu yapamazdım. Kötü biri değilim,
o yüzden herşey için teşekkürler. Etrafında hep mutluluklar olsun yüzü cennet,
kolları demir parmaklıklardan olan bayan. Her zaman iyi ol ama benden uzakta
iyi ol. Hoşçakal Karanlıklar Ülkesinin eski kraliçesi. Artık seni hatırlamak
bile istemiyorum.
8.12.2017
Ateşim 39 derece. Sadece vücudum
değil, yatağımın etrafı da alevler içinde sanki. İnsan hasta yatağında ateşler
içinde yatarken halisünasyon görür derlerdi de inanmazdım. Nerdeyse 1 yıldan
fazladır seni belki de aklıma bile getirmezken, ya da getirdiğim halde o anları
hatırlamazken, şimdi saniyelerce karşımda durdun. Yine o vampirimsi beyazlık.
Pazartesi günü doktora gideceğim.
Yüksek ateş için değil. Senden nasıl kurtulabilirim onu öğrenmek için.
OSMAN ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7