9 Aralık 2017 Cumartesi

DÜŞ ÖLÜMÜ

“Yeni bir Aşk doğar gökyüzünde, her ölen Aşk’ın yerine... Ölüm ilk danstır ebedi... Daha fazla özgürlük yok...”
John PETRUCCI (Dream Theater)

“Images And Words” albümü “Metropolis” şarkısının sözlerinden (1992)



21.Kasım.2014

Saat sabahın 3’ü, az önce ne gördüğümü hatırlayamadığım bir kabusla uyandım. Uykum kaçtı ve bilgisayarımı kurcalıyorum. Aylar önce beni hayatından çıkarmıştın. Artık seni hiç göremezken az önce o hayran olduğum vampirimsi beyaz teninle birlikte bir facebook gönderisinde gördüm şimdi. Gecenin ortası ve zen uykum bölündü. Yarın yoğun bir gün olacak ve o günü yorgun geçirmemek için uykuya geri dönmeliyim.

Uyuyamıyorum. Az önce tesadüfen bir başkasının gönderisinde karşıma çıktın ve şimdi aklımdan silinen kötü rüyayı bile hatırlamaya çalışmaktan vazgeçip sadece seni düşünüyorum. Kurtulmalıyım hemen senden. Ne güzel hiç aklıma getirmiyordum seni. Neden o kabusu görüp uyandım ve kalkıp bilgisayarı açtım ki? Gerçi açmasam telefonumu kurcalardım ve yine çıkardı o facebook gönderisi karşıma. Keşke hiç uyanmasaydım. Yatağımın üstünde oturdum şu an ve nefes alıyorum. “Korkmuyorum” dedim yüksek sesle. Evin kedisi de uykusundan zıplayıp yanıma geldi yüksek ses tonumu duyunca. Bu benim dünyam ve senin onun içinde olmamana er ya da geç alışacağım. Tekrar uzandım ve telefonumdan youtube’u açtım. Belki sen şu an mışıl mışıl uyuyorsun. Bu şarkıyı sana gönderiyorum. Bullet For My Valentine’in “Tears Don’t Fall” parçası. Adamlar ne güzel şarkı yazmışlar...

“Zihnimdeki görüntülerin yavaşça yok oluyor... Dünyam bir kez daha bitti...”
Matthew LUCK (Bullet For My Valentine)
“The Poison” albümü “Tears Don’t Fall” şarkısının sözlerinden (2005)

Bu şarkıyı dinlerken aklımdan o kadar çok şey geçiyor ki; o karmaşık düşünceleri toplayamıyorum ama özetle, umarım düşlerim ölür ve onları bir daha görmem. Artık o düşlerin en küçük kırıntısında bile olmana dayanamıyorum. Tanrı seni bir kez karşıma çıkardı. Lütfen aklımdan da silsin.


16.Ocak.2015,

Kafa dağıtmak için İstanbuldaydım. Avrupa basketboluınu çok seviyorum. Efes’in EuroLeague maçındaydım dün. CSKA Moskova’ya yenildik. Maçı kaybettik ama ben güzel anılarla dönüyorum. Dağılmadan önce ki Yugoslavya basketbolunun dünyaya hükmettiği yılların yaratıcısı baş antrenörümüz Sırp koç Dusan Ivkoviç ile fotoğraf çektirip, kısa da olsa sohbet etme şansı yakaladım. Bunların hepsi çok güzel ve anlamlı. Senin hayatımda olmadığın 1 yılı aşkın süre boyunca bu kıymetli anları daha çok yaşama şansım olsaydı sanırım bunca zaman beklemeden daha iyi hissedebilirdim. Birkaç günlük eğlence ve Avrupa basketbolu heyecanı şu an bitti. Havaalanında dönüşü bekliyorum. Aklımdan bir bir geçiyor eski zamanlar ve yaşadığım şehire döndüğümde tüm o pandomimin beni bekliyor olması. Bu yolculukta biraz düşündüm. Mantıklı düşünebiliyorum ama sadece kalbim bazen aklımı kurcalayabiliyor. Sanırım seni artık düşüncelerimde yaşatmaktan vazgeçmeme çok az kaldı. Sadece hep iyi günleri hatırlıyorum. Çünkü hepsi iyi günlerdi.

Bazen duygusuz ve düşüncesiz bir insan olsaydım keşke diyorum. O zaman ne seni ne de günlük hayatta sorun olarak görüğüm hiçbir şeyi kafama takmazdım. Aslında seni aklımdan çıkarmak için soğuk ve karanlık bir kalbe sahip olmama gerek yok. Zaman zaman öyle biri olmuş olmayı dilesem de artık düşüncesiz bir insan olmayı ummuyorum. Üstünden çok zaman geçti ve artık yaşamıma girmiş sıradan insanlardan bir farkın kalmadı. Soğuk ve karanlık biri olarak seni görmezden gelmektense, tamamen olduğum kişi olarak bunu yapmak daha onurlu bir hareket olacak. Hayat benim için devam edecek, yaşamım boyunca yapacağım her şey bundan sonra sen aklımı kurcalamadan daha özgür bir şekilde ve olması gereken en mükemmel haliyle olacak. Niye bunları düşünüyorum ki? Dün harika bir gün geçirdim. Avrupanın en iyi basketbol oyuncularını izledim. Onlarla tanıştım ve şimdi eve dönüyorum. Mükemmel bir hayatım var.


20.Şubat.2016

Dudaklarının tadını, dilinin dokunuşunu ve teninin kokusunu özledim. Zihnimdeki bu düş tiyatrosu gecenin bu saatinde şeytanları çağırdı ve aklımı oynatmak üzereyim. Tüm bu hazzı bir kenara bırakırsak; seni tanımış olmak hiç iyi birşey değildi. Seni tanımak ancak bu kadar evrensel bir zarar verebilirdi. Doğu Yücel “Hayalet Kitap” adlı kitabının açılış cümlesinde “Bu kitap Platonik Aşıklar Krallığının asil vatandaşlarına adanmıştır.” diye başlamıştı hikayesine. Platonik Aşıklar Krallığı ya da Karanlıklar Ülkesi; şu an bulunduğum yer neresi ise artık oradan göç etme vaktim çoktan geldi. Gitmeden önce son birşey; kötü bir adam olmama gerek kalmadan sana olan bu kör tutkumu aşmayı başarabildim. İyi ya da kötü ne şekilde bitmiş olursa olsun; sen olmasaydın bunu yapamazdım. Kötü biri değilim, o yüzden herşey için teşekkürler. Etrafında hep mutluluklar olsun yüzü cennet, kolları demir parmaklıklardan olan bayan. Her zaman iyi ol ama benden uzakta iyi ol. Hoşçakal Karanlıklar Ülkesinin eski kraliçesi. Artık seni hatırlamak bile istemiyorum.


8.12.2017

Ateşim 39 derece. Sadece vücudum değil, yatağımın etrafı da alevler içinde sanki. İnsan hasta yatağında ateşler içinde yatarken halisünasyon görür derlerdi de inanmazdım. Nerdeyse 1 yıldan fazladır seni belki de aklıma bile getirmezken, ya da getirdiğim halde o anları hatırlamazken, şimdi saniyelerce karşımda durdun. Yine o vampirimsi beyazlık.

Pazartesi günü doktora gideceğim. Yüksek ateş için değil. Senden nasıl kurtulabilirim onu öğrenmek için.

OSMAN ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7

GÖZÜ YAŞLI BİR VALS

Rüstem tek başına sürdürdüğü basit hayatını, her zaman sevdiği şeyleri yapmak için yaşayan sıradan bir insan olarak geçirmeye devam ediyordu...