26 Temmuz 2020 Pazar

GÖZLERİNDE VE RUHUNDA HİÇ ANLATILMAMIŞ BİR ÖYKÜ


19.Nisan.2022 - Belgrad, Sırbistan
Hava 20 derece, ne soğuk ne de çok sıcak. Güneş tam üstümde insanın kalbini ısıtan bir şekilde parlıyor. Balkanların bu güzel havasını ve doğasını çok seviyorum. Aklımı meşgul eden, cevaplarını bulamadığım tüm soruları buradayken unutuyorum. Birçok insan Kalemegdan’da yürüyüş yapıyor. Yaşlı bir çift el ele. Ben onlara hayranlıkla bakarken, yanımdan geçiyorlar ve gülümseyip selam veriyorlar. O kadar güzel görünüyorlar ki; aşkla süren bir hayat, Avrupanın en çok sevdiğim yerinde. İmrenmemek elde değil. En son 4 yıl önce gelmiştim buraya. Şu an zamanlama çok yanlış. Birkaç gün önce en yakın arkadaşlarımdan birinin ve kafamdaki düşüncelerin üstüme üstüme gelmesinden dolayı kaçıp buraya gelmeme neden olan kadının peş peşe doğum günleriydi. İkisinin de yanlarında olamadım ama buna rağmen 4 yıl önceki gibi aynı huzur, aynı rahatlık ve aynı kendimi iyi hissettiren tüm duygular hakim tekrar bedenimde ve zihnimde. Burası gerçekten büyüleyici bir yer.

Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği yer.
Belgrad - SIRBİSTAN
Foto: Osman ÇELİK

Vakit burada gerçekten çok hızlı geçiyor. Albert Einstein’in İzafiyet Teorisinin sağlaması gibi. 6 gün hızlıca geçti. Bugün son günüm ve göz açıp kapayıncaya kadar Zemun’a geldim. Sava nehrinden Tuna’ya kadar yürüdüm. İstediğim kaçış noktası buydu. 7 gün boyunca gün ortası, gün batımı ve hatta gün doğumunda buradaydım. Uçağa binmeden kendimi buna inandırmıştım. Düşünceler zarar veriyorsa; kendini en huzurlu hissettiğin yere git. Bu yer birçok insan için evidir, yuvasıdır. Ne yazık ki benim için evimden yaklaşık 1500 km uzakta olan, Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği nokta. Yani her istediğim zaman kalkıp gelemeyeceğim çok uzak bir yer. Mümkün olabilecek en iyi şekilde faydalanıyorum. Buraya en son 4 yıl önce 2018’de gelmiştim. Bu ikinci gelişim ama yirminci gelişimmiş gibi tüm ambiansı zihnime kazıdım. Ülkeme dönünce deneyeceğim. Gözlerimi kapatıp Balkanların huzur veren görüntüsünü zihnimde resmedeceğim.

Tuna nehri
Belgrad - Sırbistan
Foto: Kaan SAMSA

31.Temmuz.2022 - İzmir
Zaman zaman iyi bir aile babası, iyi bir eş olmak üzerine hayaller kurarım. Bazen bu duygulara çok yakın olduğumu hissediyorum. Ama bazen de çok uzak geliyor tüm bu hisler. Tüm hayatımı tüketecek ve kalan ömrümün her gününü aynı şekilde geçirecekmişim gibi. Bu sadece sorumluluk altına girmekten kaynaklı bir korku ya da benim bu sevgiyi taşıyamayacak olmamla ilgili değil. Sadece kendime karşı dürüstsem, bir şeylerde iyi olduğumu bilip ölmeyi tercih edebilmemle ilgili. Yani bir sevgili veya bir arkadaş olarak, bir eş olmaktan daha başarılı olacaksam hep öyle kalayım.

Tüm yaşamım boyunca huzur ve mutluluk içinde geçirdiğim bütün zamanların toplamına eşitti yanında olduğum her an.  Sesini duymak, gülen gözlerinin içine bakmak, ruhunun iyilik saçan enerjisini zihnimde ve vücudumun her hücresinde hissetmek, cennet tanımının yeryüzünde var olduğunun kanıtıydı benim için.

Ne hissettiğimi bilmeden yürüyordum aklımın benim için çizdiği yolda. O yol çizilmemişken; her türlü engel vardı. Şimdi engellere aldırış etmeden gidiyordum. Kimi insan yaşadığı bu duygulara bir anlam yüklemeye korkar ve içine kapanır. Kimisi bir noktaya kadar cesurdur ve içinde yaşar ama bunu acı çekerek yapar. 2016’da yazar Doğu Yücel’in bir seminerinde farkına varmıştım; sevginin en zor olanında (karmaşık) bile travmatik etkileşimleri eğlenceye çevirebilme kabiliyetini. Daha önemli ne olabilirdi ki; senin yanında olmaktan, sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşmaktan, olabilecek en doğru şekilde hayatında olmak, birlikte gülmek, eğlenmek ve mümkün olduğunca bu hayattan zevk almak.

11.Mayıs.2023 – İzmir
Hayatım boyunca basketbol kültürlerine hayran olduğum, yakın tarihiyle beni büyüleyen dağılmış Yugoslavya’nın ve şu an ki Sırbistan’ın başkenti Belgrad’a 5 yıl önce ilk gittiğimde Sırpların ulusal içkileri Rakija’nın ev yapımı olanlarında kullanılan küçük hediyelik şişelerine Sava ve Tuna nehirlerinden sular doldurmuştum. Kitaplığımın en güzel yerinde tutuyordum o şişeleri. Evin kedisinin ulaşmakta zorlanacağı bir yerde. Şişelerin mantarları çok sıkı kapalı oldukları halde azar azar suların buharlaştığını hissediyordum. Her yıl bir miktar azalıyorlardı.

Bugün onların tamamen tükendiklerini gördüm. Kitaplığın bulunduğu odaya her girişimde, o iki şişenin aynı oda içinde bulunduğunu bilmek bana her zaman huzur veriyordu. Kendimi iyi hissettiğim yeri aklıma kazımıştım zaten. O şişeler, her istediğim zaman gidemediğim o güzel yere zihnimde kaçabilmem için bana yardım ediyorlardı. Küçük de olsa bir parçam eksildi.


23Ağustos.2023 – İzmir
Platonik Aşıklar Krallığının asil üyelerinden biriydim. Artık bir hiçim, kendi içimde yaşattığım tüm o romantik saçmalıklar ve kendimi kandırışım bugün bitti. Şimdi başka bir adamın kollarında olduğuna göre bir sürü hisli söz söylememe gerek yok bundan sonra. Mutluluklar. Hep iyi olmanı diledim. Senin için en iyi olmayı isterdim. Bu mümkün olmasa da hep mutlu olmanı diledim. Tebessümün hiçbir zaman eksilmesin.


31.Ekim.2023 - İzmir
6 aylık olduğu zamandan bu yana hayatımın bir parçası olan, evimin neşesi canım kedim, 1 hafta önce 14 yaşında melek oldu. Şimdi her şey boş geliyor. 20 gün sonra 40 olacağım. Ama olmak istemiyorum. Küçük ecza dolabımdaki tüm ilaçlar bana bakıyorlar. Sanırım bu daha acısız olurdu banyoyu kana bulamakta kötü bir fikir zaten.

Allahım neler düşünüyorum böyle? Buradan uzaklaşmam gerekiyor. Huzur veren yere gitmeliyim. İçimdeki tüm olumsuz düşünceler Tuna nehrine aksın gitsin. Bilet bakıyorum ama yakın tarihte gitmem mümkün değil. Bu ücretleri karşılayamam. En olumlu seçenek yılbaşından sonraya kalıyor.


12.Ocak.2024 – Belgrad, Sırbistan
İşte yine buradayım. Bu üçüncü gelişim. Çok güzel. Daha önce hep sıcak mevsimlerde gelmiştim. Kışın burası çok daha güzelmiş. Kar taneleri o kadar güzel düşüyor ki Tuna’nın üstüne. İzlemekten alıkoyamıyorum kendimi. Fotoğraf çekmek için telefonumu cebimden çıkarırsam büyüleyici bir anı kaçırabilirim. Her dakikasını, her saniyesini çıplak gözlerimle yaşamak istiyorum.

Herkesin bir hayali vardır. Benim hayalim burada olmak. Okuduğum bütün best sellerlar, izlediğim tüm duygusal filmler, dizilerde gördüğüm sahil kasabalarının tamamı, hiçbiri burası kadar etmez. Üstelik burada seninle beraber bir sabaha uyanmadığımız ya da gün batımı eşliğinde şarap kadehlerimizi kaldırmadığımız halde. Burayı olduğundan çok daha mükemmel kılacak hiçbir şeyin gerçekleşmemesine rağmen; şu haliyle Belgrad, yalnızlığımla bile mükemmel.


Gözlerimi kapattım… Bir bahar günü, serin bir sabah. Dünyanın neresinde olursam olayım önemli değil. Vivaldi’nin C-Minor’u ya da Four Seasons’larından birinin eşsiz notalarıyla güne uyandım. Gözlerimi açtığım o ilk an; senin nefes alıp verişini duyuyorum, bir melek gibi uyuduğun o anı izliyorum. Bu anı tanımlayamam, sadece teslim oluyorum. Tüm güzelliğinle uyuyorken seni seyrediyorum. Sonra sen gözlerini açıyorsun. O ilk bakış, o ilk 10 saniye, gözlerimi senden alamadığım o tarifsiz 10 saniye… Gülen gözlerinin içine bakmak, ruhunun iyilik saçan enerjisini zihnimde ve vücudumun her hücresinde hissetmek. Ben tüm bunların yaşamadan ne anlama geldiğini biliyordum zaten. Tuna’nın buz gibi suyunun bilincimi yok ettiği ana kadar; son kez  bu hisler eşliğinde yaşadığımı hissetmek çok huzurluydu.


Osman ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7


GÖZÜ YAŞLI BİR VALS

Rüstem tek başına sürdürdüğü basit hayatını, her zaman sevdiği şeyleri yapmak için yaşayan sıradan bir insan olarak geçirmeye devam ediyordu...