Son 12 yıldır Euroleague'de Final Four görmüyoruz. En son 2001 yılında Anadolu Efes (o zamanki adıyla Efes Pilsen) 'in efsane kadrosu ile Euroleague'de Avrupa 3.lüğünü yaşamıştık. Mehmet Okur, İbrahim Kutluay ve Hidayet Türkoğlu ile fırtına gibi esmiştik.
Anadolu Efes, bu sezon çok önemli bir sınav verdi. Geçtiğimiz yıl oluşturduğu kadroya Jordan Farmar, Jamon Lucas ve Josh Shipp katkısı yaparak, önceki yıllarda olduğu gibi Avrupa'nın en iyi savunma yapan basketbol takımı apoletini geri kazandı. İlk tur maçlarında inişli çıkışlı bir görüntü çizsek te Efes hak ettiği şekilde Top 16'ya kaldı ve bir Euroleague takımının yapması gereken en önemli hamleyi yaparak 7 maç üst üste kazandı. Son saniyeleri güzel bir rotasyon ve kolektif bir oyunla geçerek birçok takımın planlarını alt üst etti.
Anadolu Efes, şu an ki kadro yapısı ile beraber son Avrupa şampiyonu Olympiacos'tan çok daha iyi bir takım. Kobe Bryant ile yan yana oynayarak Los Angeles Lakers'ta NBA şampiyonluğu görmüş iki önemli oyuncuya sahibiz. Jordan Farmar ve Sasha Vujacic. Sasha, geçirdiği sakatlıklar yüzünden verimini düşürse de, Jordan Farmar "ben bu anlar için yaşıyorum" diyor ve tutku dolu enerjisini oyununa başarı ile yansıtıyor. 2-0 geride olduğumuz play off çeyrek final serisini 2-2'ye getirip final four için halen savaşıyor olmamız da onun katkısı asla göz ardı edilemez. 26.Nisan.2013 cuma gecesi Atina'da ki Barış ve Dostluk Spor salonunda 10.000'in üzerinde ateşli Yunan taraftarına karşı oynayacağız. Olympiacos'un kadrosunda Spanoulis dışında evrensel bir oyuncusu yok. Bu yıl onlarla 3 kez bu salonda maç yaptık ve 3'ünü de kaybettik. 3 maçımızıda evimizde kazandık. Bu 6 maçtan sonra öğrenmemiz gereken en önemli şey; doğru savunmanın yanında doğru hücum ederek tempoyu elimize geçirmek zorunda olduğumuz anların çoğalması. Efes böyle oynadığında karşısında hangi takım olursa olsun bizi durdurmakta zorlanıyor. Cuma gecesi coachumuz Oktay Mahmudi'nin bu ölüm kalım maçında en iyi hamlelerini yaparak bizi final foura taşıyacak rotasyonu oluşturacağına yürekten inanıyorum.
Umarım, bu blog üzerinde, takımımız sayesinde sevindirici paylaşımlarla Avrupa basketboluna olan heyecanımı yeniden mutlulukla aktarmaya devam edeceğim.
Müzik, Amerikan TV kültürü, Avrupa basketbolu, kısa öyküler ve yaşam üzerine karşımıza çıkan her paradoks hakkında sayısız deneme yazılarımı, kritiklerimi ve düşüncelerimi blogum üzerinden takip edebilirsiniz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
GÖZÜ YAŞLI BİR VALS
Rüstem tek başına sürdürdüğü basit hayatını, her zaman sevdiği şeyleri yapmak için yaşayan sıradan bir insan olarak geçirmeye devam ediyordu...
-
1992-95 yılları arasında geçen Bosna Hersek Savaşı, 2000’li yılların başından bu yana ilgilendiğim bir konu. Nezuk’tan başlayıp, Potoca...
-
9.Şubat.2017 Perşembe günü, hayatımda ki en güzel günlerden birini yaşadım. Tarja Turunen “The Shadow Shows – European Tour” konserlerinde ...
-
Hayallerinin efsanevi olduğuna inanan herkese, “Sadece nefesini dinlemek için uyanık kalabilirdim. Uyurken gülümseyişini görebilm...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder