26 Kasım 2013 Salı

ANADOLU EFES: 2013-14 Regular Season Euroleague Yolculuğu


Türk Basketbolunun kulüpler düzeyinde hatırı sayılır bir başarı geçmişine sahip olan takımı Anadolu Efes, her yıl belirli bir istikrar ile Euroleague yolculuğuna başlayıp, başarıyı artırana kadar çok büyük sıkıntılar çeken bir basketbol takımı görüntüsü veriyor bizlere. Efes takımı salonun ardındaki yönetiminden teknik kadrosuna kadar örnek alınacak uygulamaya sahip bir organizasyon. Euroleague takımlarının verdikleri oylarla geçtiğimiz sezon yılın en iyi yöneticisi ödülünü Anadolu Efes Basketbol Kulübü Başkanı Sayın Tuncay Demirel almıştı. Ancak bu başarı ne yazık ki istenilen düzeye getirmiyor takımımızı.

İnişli çıkışlı bir grafikten sonra 2012-13 sezonunda Final Four’un kapısına kadar gelen takımımız ne yazık ki o kapının ardına geçememişti. O ana kadar; yani play off’un son maçına kadar gelmemizin en önemli nedeni yaptığımız başarılı hücum değil, geçilemez bir savunmamızın oluşuydu. Kurtarıcı rolünü oynar diye beklenen Jordan Farmar bile sezon boyunca vasatın üstüne çıkamadığı oyunlar oynadı. Elbette kazandırdığı ve çok üst düzey oyuncu olduğunu kanıtladığı maçları da vardı fakat bu görüntüyü resmin tamamında göremedik.

2013-14 sezonuna iyi bir başlangıç yaptık. 20 sayılık Milano galibiyetiyle başlayan sezon Fransa milli takımını Avrupa Şampiyonu yapan coach Vincent Collet’in çalıştırdığı ve yine o Avrupa Şampiyonu Fransa milli takımından birçok oyuncuyu bünyesinde barındıran takım Strasbourg’u deplasmanda 10 sayı ile mağlup ederek devam etti. 3. hafta Bamberg deplasmanında ilk 3 periyot iyi oynamamıza rağmen son periyotta ritim kaybedip son saniye basketiyle aldığımız mağlubiyet takımımızı yıprattı. Sonrasında Zalgiris galibiyeti oyuncularımızın bireysel yeteneklerini sahaya iyi yansıtmalarının dışında Litvanya takımının maddi ve manevi olarak zor günler geçirmesininde verdiği moralsizlikle geldi. Ne yazık ki o mükemmel fikstür avantajını yok eden talihsiz gece 13.Kasım.2013 akşamı Madrid’te yaşandı. 46 sayı farkla tarihimizin en büyük yenilgilerinden birini yaşadık. İlk roundun ilk maçları tamamlanırken motivasyon olarak en dipteydik. Bu kötü anlar topluluğu oyuncularımızı o kadar etkilemiş olacak ki; rövanş maçları başladığında Milano deplasmanında aynı Bamberg deplasmanında olduğu gibi müthiş oynarken son periyot 14-0’lık bir seriyi potamızda görünce üzücü bir yenilgi daha geldi.

Şu an öyle bir dönemdeyiz ki; yapacağımız tek bir anlık hata bile bu yıl ki Avrupa yolculuğumuzda bizi en dibe sürükleyecek olumsuzluklar yaratabilir. 3-3 ile grubun ortasında bulunuyoruz. Grupta son maçlarımız olan deplasmandaki Zalgiris Kaunas ve içerdeki Real Madrid maçlarından önce evimizde Strasbourg ve Bamberg ile oynayacağız. Son iki maça stres içinde çıkmamak ve ikinci round olan Top 16’ya kalmayı garantilemek için bu iki maçı muhakkak kazanmak zorundayız. Efes kağıt üstünde kadro derinliği ve oynadığı basketbol olarak bu iki takımdan da üstün bir takım. Bu maçları kazanacağımıza inanıyorum ve iyi ya da kötü bir şekilde Top 16’ya kalabileceğimizi düşünüyorum. Asıl kazanmak zorunda olduğumuz şey oyuncularımızdır.

Türk medyası ve sosyal paylaşım sitelerinde yazarından taraftarına kadar birçok insan Zoran Planinic’i eleştiriyor. Zoran bence Efes’in şimdiye kadar yaptığı en iyi transferlerden biri. Geçmişte Tau Ceramica ile final four oynamış, CSKA Moskova ile Euroleague şampiyonluğuna ulaşmış, ardından Khimki Moskova’nın FIBA Eurochallenge şampiyonu olmasında en aktif rolü oynamış ve MVP ödülü almış, kısacası kendisini kanıtlamış bir oyun kurucu. Tüm bunları yaparken bulunduğu pozisyonda yalnızdı ve oyun sistemleri içinde skor yükünü paylaştığı çok az isimler vardı. Şu an Efes’in hücum rotasyonu çoğu zaman 5 numara pozisyonunda oynayan Semih ve Barac hariç her pozisyondaki Gordon, Hopson, Kostas, Dragicevic, Kerem Gönlüm ve Zoran üzerinden dönüyor. Böylesine paylaşılan bir sistemde Zoran Planinic’in eski takımlarında üstlendiği skor gücü bu yıl ki oyununa yansımıyor doğal olarak. Onun aldığı bu eleştiriler bence kariyerinin en olgun döneminde olan bir sporcu için iyi şeyler değil ve bir yeteneği bizlerden uzaklaştırmaktan başka bir işe yaramaz. Zoran NBA’de oynamış ve bir basketbolcunun yakalayacağı her başarıyı tatmış bir sporcu. Karakter olarakta inanılmaz bir insan. Bana Harun Erdenay’ı hatırlatıyor, hiçbir şeye itiraz etmiyor ve karşı tepki vermiyor. Geçtiğimiz yıl Vujacic’in yersiz konuşmaları yüzünden hem onun hem de takımımızın neler kaybettiğini hep birlikte gördük.

Bu yazı kimlere ulaşır, kimler ne düşünür bilemem, sonuçta bir nevi hobidir blog yazmak ancak yürekten inanıyorum ki; Efes’in Final Four oynayacak gücü ve kadrosu var. Umarım coachumuz Oktay Mahmudi; Zoran, Gordon ve Kostas’ın bir arada sahada kalacağı ve birlikte verimli olabilecekleri dakikaları özenle tespit edip her maça başarılı müdahaleler yapabilir ve bu zorlu yolu fire vermeden geçeriz. İlerleyen haftalarda neler olabileceğini hep birlikte göreceğiz. Umarım ve dilerim bu blog üzerinde başarılı anlarımızı paylaşırım.

26.11.2013
OSMAN ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7

GÖZÜ YAŞLI BİR VALS

Rüstem tek başına sürdürdüğü basit hayatını, her zaman sevdiği şeyleri yapmak için yaşayan sıradan bir insan olarak geçirmeye devam ediyordu...