1992-95 yılları arasında geçen Bosna
Hersek Savaşı, 2000’li yılların başından bu yana ilgilendiğim bir konu.
Nezuk’tan başlayıp, Potocari’de ki esir kamplarına kadar devam eden Barış
Yürüyüşü’ne katılmak, gerçekleştirmek istediğim en büyük dileklerimden biri.
Yıllarca Bosna Savaşı ve Sreebrenica Katliamı hakkında yayınlanan bütün belgeselleri
defalarca izledim. Yakın tarihte gerçekleşen bu insanlık dışı olayı her yıl
temmuz aylarında aynı yayınları izleyerek, gözüm yaşlı bir şekilde andım.
Bu yıl ki Barış yürüyüşüne kardeşim ve
kuzenim katıldılar. Srebrenica’da ki toplu mezarlardan geçip dualarını
yolladılar o masum insanlara. Onların yanında olamayışım beni çok etkiledi.
Malesef iş yaşamım bu yolculuğu yapmama engel oldu. Geçtiğimiz yıllarda da
tatillerimin hepsinde çoğunlukla arkadaşlarımla eğlenmeyi seçtim, nasılsa bir
gün giderim diye. Önümüzdeki yıl bu yolculuğu artık ertelemeyeceğim. Ailemin,
yaşanan insanlık dışı katliamdan görüntüleri bir bir görmesi, fotoğraflar ve o
an hissettiklerini bana aktarması her zamankinden daha çok iç yaralayıcı bir
şekilde iz bıraktı kalbimde. 6-12.Temmuz.2016 tarihleri arasında kardeşimle
sürekli whats app. telefon ve sosyal medya yoluyla iletişimde olduk. Bir nevi
bende Bosna’da gibiydim. Gittikleri heryer de, gördüklerini ve hissettiklerini
benimle paylaştılar. Bu paylaşımlardan sonra unuttuğum çok önemli birşey
olduğunu hatırladım. Bosna Savaşı ve Srebrenica Katliamı ile ilgili 10’larca
belgesel ve program izlemiş olmama rağmen şimdiye kadar hiçbir kitap
okumadığımı hatırladım.
Son birkaç ay içinde yaşamım köklü bir
şekilde değişti. 5 yıllık işyerimden ayrılıp, yeni bir işe ve yeni bir hayata
başladım. Bazı şeyler düşlediğim gibi olmadı. İçimde sayısız pandomimlerle
geçen günlerim istemesem de benliğimi karanlığa sürüklüyor ve her zamankinden
daha sessiz bir insan olmamı sağlıyordu. Tüm bu kötümserlikten kurtulmanın en
iyi yolunun; yıllarca ilgilendiğim konuya daha sıkı bağlanıp, belgeseller
haricinde konu ile ilgili çıkan ne kadar kitap varsa okumak olduğuna karar
verdim. Hayatımda en hızlı kitap okuduğum dönemlerden birini yaşadım.
Ne için yaşıyoruz? Hayatlarımızda acı
olarak nitelendirdiğimiz herşeyi sonuçta biz verdiğimiz reaksiyonlarla acı diye
tasvir ediyoruz. Geçtiğimiz ay, 1 hafta içinde Bosna savaşıyla ilgili 3 kitap
okudum. 2. Hafta da 2 kitap daha bitirdim. İnsanın hayatı boyunca
yaşayabileceği en kötü felaketi içimde hissettim..
“Srebrenica’nın Öyküsü” (Isnam Taljic)
“Zlata’nın Günlüğü” (Zlata Filipovic)
“Kurşunların da Rengi Var” (Emine Şeçerovic)
“Güvenli Bölge” Gorazde (Joe Sacco)
“Srebrenica Cehennemi” (Cemaleddin Latic)
Bu kitapları okumalısınız. Gerçekten bu sefer farklı hissediyorum ve artık ölüm ya da sağlık konu olmadığı sürece beni hiçbir şeyin üzebileceğini düşünmüyorum. Sanırım konuyla ilgili her kitabı okuyacağım. Bosna Hersek savaşı ve Srebrenica katliamı ile ilgili Türkçe'ye çevrilmiş ya da çevrilmemiş her kitabı arıyorum.
"Birleşmiş Milletler Bayrağı Altında - Under The UN Flag" (Hasan Nuhanovic) Bu kitabın Türkçe çevirisi yok.
İngilizcesini tüm seçkin kitabevlerinde ve nette aramama rağmen bulamadım. "Sarajevo Marlboro" (Miljenko
Jergovic) Bu kitabın Türkçe çevirisi de var, İngilizce basımı da var. Ama ne
yazık ki ülkemizde yine bu kitabı satın alabileceğim bir kuruluş ya da internet
sitesi bulabilmiş değilim.
Tolkien’in “Yüzüklerin Efendisi”
üçlemesinden sonra, ilgi ile okuduğum tek kitaplar dizisi Bosna Savaşı ve
Srebrenica Katliamı ile ilgili olan kitaplardı. Fantastik bir eserle, siyasi ve
tarihi eserleri benzeştirmem belki doğru bir ölçüt değil ama kütüphanemde
mitolojiden, savaşa, din üzerine kadar çok geniş yelpazede bulunan kitaplar
topluluğum var. Başka bir örnek vermem gerekirse, Robin Sharma’nın “Ferrarisini
Satan Bilge” adlı kitabından sonra en hızlı okuduğum kitap Isnam Taljic’in
“Sreebrenica’nın Öyküsü” isimli kitabı oldu. Ortalama günde 50 sayfa okurken,
310 sayfayı bir solukta 36 saat geçmeden bitirmiştim.
Tüm bu kitapları okurken, bir insanın
başına gelebilecek en kötü şeyin nasıl birşey olduğunu tasvir etmeye çalıştım.
İnsan hayatında bazı anlar vardır; öncesi ve sonrası diye ayırdığınız anlar. Bu
anlar, en mutlu anlarınız ya da en üzgün olduğunuz anlar olabilir. Çoğu zaman
yeniden doğduğunuzu hissedersiniz. Bosna Savaşı ile ilgili okuduğum her
kitaptan sonra artık yepyeni bir insan olduğumu düşünüyorum. Konuyla ilgili
bulabildiğim ve anında sipariş ettiğim 6. Kitabım bugün geldi.
“İnsanlık Tarihinde Kara Bir Leke Srebrenica Soykırımı” (Mehmet Koçak)
Yakın tarihimizde yaşanılan bu insanlık dışı olayın her anına yeniden esir olacağım ve yoluma devam edeceğim.
OSMAN ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7