NOT:
Spoiler içermez..
"Under
The Dome" dizisi, yaz mevsimi yayınlanan bir yapıt olmasaydı kesinlikle
şans vermez ve izlemezdim. Yazın "Teen Wolf" ve "Under The
Dome" dışında izlenecek pek bir şey yok. Bu diziyi zaten ayakta tutan tek
şey yazın yayınlanıyor olması. Birçok dizi bitmemiş ya da sezon arası vermemiş
olsaydı şu an ki ratinglere ulaşması mucize olurdu.. Koskoca bir ilk sezon tam
13 bölüm, ardından ikinci sezon onayı ve şu ana dek yayınlanmış 7 bölüm. Tam 20
bölümdür çok sığ bir konu işleniyor.
İlk
defa şu an izlemekte olduğum 2. sezon 7. bölümde izleyiciyi şaşırtacak bir
şekilde dizide bir ilerleme mevcut. Ben tabi ki bu işi bilenler kadar iyi
yorumlayamam ancak bir izleyici olarak senaristleri eleştirmem elbette doğal
bir davranış. Günümüzde birçok eser var kitaptan ekranlara taşınan. Mesela “The
Vampire Diaries” ekibi L.J. Smith’in orijinal metnini başarıyla değiştirip
ortaya bence L.J. Smith’in kitaplarından daha da iyi bir iş çıkarıyorlar. Under
The Dome, Stephen King’e ait bir roman. Stephen King’in orijinal eserini
değiştirmek elbette bir nevi saygısızlık sayılabilir ancak en azından “Sherlock
Holmes” gibi ya da “The Walking Dead”in ilk sezonu gibi, mini bir diziye
çevrilebilirdi. Ekranda bir şeyler olmasını beklemek için 20 bölümü içine alan
yaklaşık 2 sene gibi bir zaman dilimine, izleyiciyi katlandırmak zorunda
değillerdi.
Alcatraz,
Dracula, Flash Forward, Camelot vb. birçok yapıt, çok fazla paralar harcanarak
ilk sezonlarına kavuşan ve anında biten diziler. Yukarıda adını verdiğim 4
dizide drama yönünden şu an ki ekranlarda olan Under The Dome’dan eksik kalır
bir yöne sahip değiller. Onların şanssızlıkları kış dönemi yayınlanmış olmaları
ve istenen ratinge ulaşamamaları.
Amerikan
TV endüstrisine son 10 yıldır hayranım. Biz izleyenleri unutulmaz, efsanevi
eserlerle buluşturdular. Çoğu yapıt hayatımıza çok şey kattı, ders verdi,
geçmiş güzel yılları anımsattı ve birçok duyguyu hissettirdiler. Henüz 2. sezon
7. bölümde güzel bir şeyler olmaya başlayan Under The Dome umarım Amerikan TV
endüstrisinin yeni kurbanı olmaz. Eğer şimdiki gibi ilerlemeye devam ederse ve
yayınlandığı kanaldan yeni sezon onayı alamazsa çok yazık olur.
Henüz
diziye başlamamış olanlara önerim; eğer hatırı sayılır bir sabır sahibiyseniz
diziyi izleyebilirsiniz. Zira 1. sezonun pilot bölümü haricinde tüm bölümlere
katlanılabilirlik hissini sağlayan, ilk iki Twilight filminden hatırladığımız
Rachelle Lefevre ve Mike Vogel’ın üstün oyunculuk performansları. Bunların
dışında konu çok sığ bir şekilde ilerliyor. 2. sezon birazcık daha sabırla
izleyiciyi keyif alabileceği ve heyecanlanabileceği noktalara getiriyor.
İyi
seyirler..
OSMAN
ÇELİK
www.twitter.com/ocelik7